Yarama Dokunma!
- carpediemgelisim22
- 16 Ağu 2022
- 3 dakikada okunur

Çağatay 3 yaşındaydı ..İstanbul’da onun için bir çalışmaya gitmiştik ..Bize ilerleyeceği ile ilgili güzel haberler vermişlerdi.Çok mutlu olmuştuk .Coşku içinde set balığa yemek yemeye gittik..Öyle mutluyduk ki , Çağatay neşemizi fazlasıyla hissetmişti..Zekası bizim gibi değildi o bir serebral palsiydi lakin kalbi derini hissediyordu ..Hocam kalp atıyorsa herşey hallolabilir derdi her zaman.. Son yıllarda yapılan nörokardiyoloji çalışmalarında kalp ile ilgili elde edilen diğer şaşırtıcı bilgilerde şöyleydi:
• Kalbin manyetik alanı beyninkinden yaklaşık 5000 kez daha güçlü ve vücuttan bir kaç metre uzakta ölçülebiliyor.
• Kalp duygularımıza göre değişen eletromanyetik dalgalar yaymakta.
• Kalp, beyinden ve otonom sinir sistemimizden bağımsız yaklaşık 40.000 nörondan oluşan bir ağa sahiptir.
• Kalp beyne, beyinin gönderdiğinden daha fazla sinyal göndermekte ve bu sinyaller duygusal deneyimimizi etkilemekte.
• Kalp sinir sisteminde, aynı beyindeki gibi, tüm vücut üzerinde bir etkiye sahip çeşitli nörotransmitterler ve hormonlar salgılanır..Çağatay ve onu benzer rahatsızlıklar gösteren arkadaşları da kalp gözüyle bakıyorlar ve her şeyi bizden daha derinden hissedebiliyorlar daima...
Set Balıkta sevincimizden etkilenip başladı sesler çıkarmaya..Değişik sesler çıkardığı için biz uçuyoruz sevinçten..Her yerde çocuklar zıp zıp oynuyorlar ortada..
Çağatay mama sandalyesinde hareketsizçe nağmelere yer vermekte...Yan masada yaşlıca bir beyefendi homurdanmaya başladı, garsonları başına topladı..Ne olduğunu anlayamadık baştan, sonrasında sesler yükseldi söyleyin bunlara gitsinler burdan ne işleri var bu gerizekalı çocukla diyormuş ..Ben dondum taş kestim göz yaşlarım dört sıralı..Kızım daha küçük anne ben sustururum Çağatay’ı sen ağlama diyor..İsmail ayaklandı , başladı bağırmaya kim oluyorsun da eve kapanmamız gerektiğine karar veriyorsun diyor..Onu durdurmaya çalışıp yavaşça toparlanıp ayrıldık oradan , en sevdiğimiz mekana bir daha gitmemek üzere ..O zamandan beri toplu yerlerde önce bir yutkunuyoruz sessizce toplumun bir kesiminin acıdan kaçmak için gizliden verdiği evinde kal mesajını hissederek...
Farkında mıyız bilmiyorum ama biz , aniden eve kapanma sürecinde , sevdiklerini koruma telaşında, ölümün nefesini ensemizde hissetmedeki corona günlerinde içinizde neler olduğunu çok iyi biliyoruz..Yıllardır bu duygularla sörf yapıyoruz ..Beynimiz savaş kaç modunda uykusuz kaygılı yeni bir yöntem bulunup yavrularımızın önünün açılması için dua ediyor , her yolu deneyip her kapıyı zorluyoruz ..
Hatta bir de deli misin hacı hocaya mı gidilir , enerji işleriyle mi uğraşıyorsun bu yöntemler şartlanlık diyen acıdan geçmemiş insanın akıl hocalığını dinliyoruz..Üstüne kendimizi aptal gibi hissediyoruz..Oysa şimdi altımızdan hafifçe halı çekilince ne kadar panik olduğumuzu , bir profesörün insanlara idiyotlar evde oturun öleceğiz diye sayfasında bağırdığına şahit oluyoruz , şaşkınlıkla.. Camilerde ezanlar ..Hepsine saygımız sonsuz , korkuyu görüyor , insanların yaşadıklarını duyumsuyoruz biz de deneyimlerimizi seve seve paylaşıyoruz ...Bugün dünyada her 59 çocuktan birisi otizmli artık, yeterince ciddiye alınacak sayılar takdir edersiniz ki..Ülkemizde 1 milyon , dünyada en az 4 milyon bu yarayla başbaşa..
Ve bir çoğumuzda bir parça otistik bilin isterim..Örneğin ben bazen ciddi bir şekilde otistik tutum içinde oluyorum ..İletişime kendimi kapatıp kendi dünyamda gezinebiliyorum..Bir şarkıya takıp defalarca hatta günlerce sadece o şarkıyı dinleyebiliyorum..Evdeki herkese tekrar tekrar beni seviyor musun diye sorabiliyorum ..
Recoll healing’de otizm anne ve baba arasındaki diyalog kopmasının ve iletişimsizliğin meyvesi olarak görülür..Kopan diyolog yada eşler arasında gerçek manada hiç başlamamış olan diyolog tekrar yapılandığında, çocukla uyurken yanında bunlar düzenli olarak dile getirildiğinde değişim gözlenebileceği söylenir..Theta healing’de doğum sırasında travmaya bağlı ruhun bedenden biraz uzaklaştığı söylenir ve Yaradandan , ruhu kişinin alanına geri koymasını istememiz bunu düzenli yapmamız istenir..Ayrıca bedeni fetal belleğe geri döndürüp normal bir çocuk olarak gelişmesi için düzenli yükleme ve olumlama yapılması önerilir ve sinir sistemi için dengelenme rica edilir..Yani hikaye derin ve büyük sistemden bize verilmiş bir ders bir öğreti durumunda..
Evrende olan herşey hepimize ait ..Hoopono’pono öğretisi gördüğün ve duyduğun herşeyden sorumlusun üzerine kuruludur ..Acı hepimizin ..Peki başkalarının acılarına bakmaktaki gönülsüzlüğümüz neden ? Umutsuzluktan olabilir mi ? Sarsılmanın önlemini almak istiyor olabilir miyiz ? Ama yaşam bunların çok ötesinde küçük bir virüsle tüm dünyayı sarsabiliyor..O sarsmadan acıya bakabildikçe kalbimiz açılacak , açıldıkça çiçek açacağız birlikte birlikle.. İnsan olduğumuzu hep hatırlayarak ???????? Benim gönlüm şimdi kendini yaralı ve eksik hisseden her bireye bu hisleri yüklemekte.. Ben özelim Ben önemliyim Toplum tarafından kabul görürüm Her gün daha da zeki hissetmenin mümkün olduğunu biliyorum Başka bir insandan sevgi almanın nasıl hissedildiğini biliyorum Evet yazanlara yüklenecektir .. Hatırlayalım biz değiştikçe dünya değişir...
(Saba Deniz Uzun)



Yorumlar